Posts

Budapeşte’den Berlin’e Avrupa izlenimleri

Image
Aralık ayının karanlığı İskandinavya’yı içine almışken tatil arası verdim ve güneye indim. Benim güneyim Budapeşte, Prag ve Berlin’i içine alan bir Avrupa yolculuğuydu. Budapeşte, İstanbul’dan sonra çocukluğumun ikinci kentidir. Yaz aylarında anneannemi ziyaret ettiğimiz, parklarında koşturduğum, halden poşet süt aldığımız, eski sarı sokak tramvaylarını büyülenerek izlediğim çocukluk günleri… Sarı tramvaylar, kimisi tarihi kimisi yeni, bugün de işliyor.  Budapeşte’ye bu seyahatim daha çok annemi ve onun arkadaşlarını görmek, geniş caddelerde fotoğraf çekmek, kafelerde kahve içip, okumak üzerineydi. Şansıma hava iyi seyretti. Soğuk, rüzgarlı ve berrak bir Aralık akşamında Özgürlük Köprüsü’nden (Szabadság híd) Budapeşte Tuna Nehri üzerindeki inci gibi görünüyordu. Ağbimin önerisi üzerine savaş fotoğrafçısı Robert Capa ’nın sergisi gezdim. Orhan Duru ’nun topu öykülerini okudum. Stockholm’de skandal niteliğindeki Nobel Ödülü verilirkense iklim aktivisti Greta Thunberg Madrid’e geçiyord

Mevlana’yı Batı dünyasına anlatmak

Image
Amerikalı yazar Katharine Branning üçüncü kitabı ‘ Ateşin Mürekkebi ’ yayınladı. İlk kitabı ‘ Bir Çay Daha Lütfen ’ ile Türkiye anılarını kaleme alan yazar, ikinci kitabı ‘ Ay Sultan ’ ile Selçuklu Sultanı Alaattin Keykubad’ın eşi Mahperi Hatun’un öyküsünü romanlaştırmıştı. Branning’in biyografi niteliğindeki yeni kitabının kökleri yine Türkiye’ye dayanmakla birlikte, anlatılan kahraman bir Fransız, Eva de Vitray-Meyerovitch . Yapıtın eş kahramanı ise Mevlana . Eva Hanım’ın öyküsü, onun Mevlana’yla olan derin bağlarıyla özgünleşiyor. Eva de Vitray-Meyerovitch ‘ Mesnevi ’ başta olmak üzere, Mevlana ve birçok İslami eseri Fransızcaya kazandıran ilk çevirmen/yazardır. On iki bölüm içeren kitabın üç ayrı boyutu var. Her bölüm, sema gösterisinin bir parçasını özetleyerek başlıyor. Böylelikle okur semanın yapısı, içeriği ve tasavvuf hakkında fikir ediniyor. Bu kısa tanıtımların ardından Eva Hanım’ın öyküsünü okuyoruz. Bölüm sonlarından da Mevlana’nın biyografisini, farklı yüzyıllardan i

Gri günler

Image
İskandinavya için hayat kalitesinin yüksekliği dile getirildiği kadar, bu coğrafyada yaşamanın zorluğu vardır. İsveç serüvenime dili öğrenerek başladığım ilk günlerden beri sohbetlerimde istisnasız dile getirilen konudur bu. “ Kulağa birçok şey güzel geliyor ” cümlesinin devamında altı çizilen bir ‘ ama ’ vardır. “ Ama orada kışlar karanlık , soğuk ve uzun.” Yeryüzünün 59. paralelinden kuzeye doğru gidildikçe sonbahar ve kış aylarında günlerin dramatik biçimde kısaldığı gerçek. Bugünlerde Stockholm’de günbatımı saat 15, kuzey İsveç’te saat 14 dolaylarında. En kuzeye, Kiruna’ya bakarsınız günün doğmasıyla batması bir. İsveç devlet kanalı şu sıra doğa fotoğrafları yarışması düzenliyor. Akşam haberlerinde hava durumu raporu öncesi izleyicilerin gönderdiği fotoğraflar gösteriliyor. O karelerden biri de perşembe günü beyazlara bürünmüş Kiruna semalarında kızıl lacivert gökyüzünde solgun bir güneşti. Geçen yıl İsveç’te ilk kışımı geçirdim, bu yıl ikincisine hazırlanıyorum. Yaklaşık kırk

Medya ve sağlık haberleri

Image
Yazılı, görsel veya sosyal medya, haber almanın başlıca kaynağı. Sağlık konularında çıkan haberler de doğal olarak medyada geniş yer kaplıyor, manşetlere tırmanıyor. Hastalıklar, besinler ve sağlıklı yaşam konularında bilgi akışı sadece medyayla sınır değil; internet başlı başına bir ortam. Ülkeler kendi resmi kaynaklarını internette yaratabildiği gibi, günümüzde birçok doktor kendi uzmanlık alanında bireysel sayfalarını açmakta. Sağlık çalışanıysanız hastaların herhangi bir tanıyı ve kendisini düşündüren bir soruyu arama motorlarından tarayıp, edindiği bilgilerle size danışması günümüzde artık bir ‘norm’ gibi kabul edilmekte. Dolayısıyla “ Gazetede şunu okudum ”, “İ nternette bu yönde bilgi yer alıyor ” diye başlayan argümanları hekimlerin sabırla dinleyip değerlendirmesi, mesleğin bir parçasına dönüşüyor. Medyada okuduğu haberler aracılığıyla kendisindeki sorunun şu veya bu olduğunu iddia eden hastaların sayısı günümüzde azımsanmayacak boyutta. Bu doğrultuda kendi ön tanısını ko

Belek’te kahvaltı

Image
Güneşli bir ekim sabahı. Pencereden düşen ilk ışıklardan günün sıcak geçeceği anlaşılıyor. Kahvaltı etmek üzere otelin ana restoranına giriyorum. Eksik nedir acaba? *** Ana büfede sütlü irmik tatlısı ve sütlü yulaf… Biraz ilerleyince kızarmış sucuklar, göz göz yumurtalar, menemen, katı veya rafadan haşlanmış yumurtalar. Çırpılmış sütlü yumurtalar büfenin diğer kenarında. Bulunduğun köşede bir adam istenen malzemelerden (domates, biber, patates, mantar vs.) omlet yapıyor. Büfenin arka kenarında krepler, pankekler, kızarmış domates ve biberler… Karşı büfenin yarısı peynir kaplı. Beyaz peynir, taze veya eski kaşar, edam, ezine, örgü, tel, burgu, çeçil, isli, otlu, küflü, küfsüz, kabuklu, kabuksuz, sarının farklı tonlarında peynirler… Diğer yanda zeytin çeşitleri… Siyah, çizik, yeşil, biberli parlak zeytinler. Büfenin ayrı bölümünde salam, jambon çeşitleri; hindi, dana, tavuktan güzellemeler. Küçük kanepelerde somon fümeli ve adını bilmediğim başka ordövrler. Sol (veya sağ mı desem

Irkçılığın sancıları

Image
Almanya’nın Halle kentinde, 9 Ekim Çarşamba günü iki silahlı saldırgan kent sinagogunun kapılarını zorladı. Sinagogda Yom Kipur duası eden yaklaşık 70-80 kişi bulunuyordu ve güvenlik görevlileri saldırganlara karşı koydu. Akabinde saldırganlar sinagogun yakındaki meydanda ateş açtılar ve iki kişi yaşamını yitirdi. Saldırı görüntüleri beraberinde antisemit ve aşırı sağ içerikli görüntülerle birlikte internette yayıldı. Saldırganlar ayrıca yakınlardaki Yahudi mezarlığına iki patlayıcı madde attı. Teröristlerden biri yakalanırken, soruşturma devam ediyor (Dagens Nyheter, 9 Ekim 2019) ***  Karolinska Üniversite Hastanesi İsveç’in dünyaca ünlü tıp merkezi. Yirmi yıl kadar önce hastane tarafından iş teklif edilen (Yahudi) uzman doktor için süreç iyi giderken kliniğe yeni şefin atanmasıyla durum değişmişti. Facebook sayfasında antisemit paylaşımları olan şef, kendisi ve diğer iki Yahudi doktora karşı ayrımcı davranışlarda bulunmaya başladı. Diğer iki doktor klinikten ayrılmak zorunda kalmı

Beckett’in son viskisi

Image
İrlandalı yazar Samuel Beckett 1989 yılında yaşamının son haftalarını Paris’te Katolik bir hastanede geçirmiş. Son günlerinde durumu iyice kötüleştiğinde Beckett, hemşerisinden en sevdiği viski Jamesson’dan bir şişe getirmesini rica etmiş. Hemşire hanımın çalıştığı hastanenin katı kuralları vardı ve içeriye alkol sokması mümkün değildi. Yazara durumu da bu şekilde belirtmiş. Öte yandan hemşire hanım hastasının sağlık durumunun umutsuz olduğunu ayırdındaymış. Birkaç gün içinde tutumunu değiştirmiş ve hastaneye bir şişe Jamesson’u sızdırmış. Beckett’in son arzusu, hemşiresinin kaşıkla ona birkaç damla viski içirmesiyle gerçekleşmiş. O gece memnun biçimde uykuya daldıktan sonra ünlü yazar huzurlu ve sakin bir şekilde yaşama veda etmiş.  *** Bu küçük ve dokunaklı öykü, şair ve yazar fotoğrafçısı Lütfi Özkök ’ün biyografisinde dikkatimi en çok çeken bölümler arasındaydı. Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan ve ‘Rüzgarların Yolunda’ adını taşıyan kitabın yazarı Cumhuriyet Gazetesi’nin Pazar